Rum Köylerinden Bugüne: Gökçeada ve Bozcaada'nın Hikayesi

Ege Denizi'nin incileri Gökçeada ve Bozcaada, sadece doğal güzellikleriyle değil, köklü Rum geçmişleriyle de ziyaretçilerini büyüler. Bir zamanlar Rum nüfusun yoğun olarak yaşadığı bu adalar, mübadeleyle birlikte değişen demografik yapılarına rağmen, eski günlerin izlerini hala taşır. İşte bu iki adanın Rum köylerinden bugüne uzanan hikayesi:

Gökçeada (İmroz): Rüzgarların ve Tarihin Adası

Türkiye'nin en büyük adası olan Gökçeada, rüzgarlı coğrafyası ve korunaklı koylarıyla dikkat çeker. Adanın en belirgin özelliği, Rum kültürüyle iç içe geçmiş olan köyleridir.

Zeytinli Köyü

Adanın en bilinen ve en iyi korunmuş Rum köylerinden biri olan Zeytinli Köyü, daracık taş sokakları, eski Rum evleri ve çiçekli bahçeleriyle ziyaretçilerini büyüler. Köy meydanındaki asırlık çınar ağacının altında oturup dibek kahvesi içmek, buraya özgü bir keyiftir. Köyde bulunan Madam'ın Yeri ve Mustafa'nın Kahvesi gibi mekanlar, otantik atmosferiyle mola vermek için idealdir. Ayrıca, köyde bulunan Meryem Ana Kilisesi de ziyaret edilmesi gereken önemli yapılar arasındadır.

Tepeköy (Agridia)

Gökçeada'nın en yüksek köylerinden biri olan Tepeköy, muhteşem manzarasıyla ünlüdür. Adanın eski Rum okullarından biri olan Agridia İlkokulu, günümüzde kültür merkezi olarak kullanılmaktadır. Köyde bulunan Panayia Kilisesi, her yıl ağustos ayında düzenlenen Meryem Ana Panayırı'na ev sahipliği yapar. Bu panayır, adanın Rum kültürünün en canlı şekilde yaşandığı etkinliklerden biridir.

Kaleköy (Kastro)

Adanın kuzeydoğusunda yer alan Kaleköy, eski bir Ceneviz kalesinin kalıntılarına ev sahipliği yapar. Köyün yukarısında bulunan kale, adanın en güzel gün batımı manzaralarından birini sunar. Köyün liman kısmında ise şirin balık restoranları ve kafeler bulunur.

Dereköy (Shinoudi)

Bir zamanlar adanın en büyük Rum köyü olan Dereköy, günümüzde biraz daha sakin bir atmosfere sahiptir. Köyde bulunan Panayia Kilisesi ve Rum Okulu gibi yapılar, geçmişin izlerini taşır.

Bozcaada (Tenedos): Sakinliğin ve Şarabın Başkenti

Ege'nin en küçük yerleşim alanına sahip adalarından biri olan Bozcaada, kendine özgü mimarisi, şarap bağları ve dingin atmosferiyle öne çıkar. Ada, Rum ve Türk mahallelerinin iç içe geçtiği bir yapıya sahiptir.

Rum Mahallesi (Ayazma Mahallesi)

Bozcaada'nın merkezinde yer alan Rum Mahallesi, daracık taş sokakları, cumbalı Rum evleri ve begonvillerle süslü avlularıyla adanın en popüler yerlerinden biridir. Burada birçok butik otel, restoran, kafe ve el sanatları dükkanı bulunur. Mahalleyi süsleyen rengarenk panjurlar ve çiçekler, fotoğraf tutkunları için eşsiz kareler sunar. Rum Mahallesi'nde bulunan Ayazma Kilisesi ve Panayia Kilisesi de ziyaret edilmesi gereken önemli ibadethanelerdir.

Bozcaada Kalesi

Adanın girişinde yükselen Bozcaada Kalesi, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Kalenin surlarından Bozcaada'nın eşsiz manzarasını seyretmek, adaya gelenlerin mutlaka yapması gerekenlerden biridir.

Şarap Bağları ve Şarap Evleri

Bozcaada, Türkiye'nin en önemli şarap üretim merkezlerinden biridir. Adanın volkanik toprakları ve rüzgarlı iklimi, üzüm yetiştiriciliği için ideal koşullar sunar. Adada birçok şarap evi bulunur ve bu şarap evlerinde çavuş, karalahna gibi yöreye özgü üzüm çeşitlerinden üretilen şarapları tadabilirsiniz. Corvus, Talay, Amadeus gibi şarap evleri, şarap tadımı ve bağ gezileri için popüler adreslerdir.

Gökçeada ve Bozcaada, sadece yaz tatili için değil, tarihe ve kültüre ilgi duyan herkes için keşfedilmeyi bekleyen eşsiz durumlardır. Bu adalar, Rum köylerinin sessiz sokaklarında dolaşırken, geçmişin fısıltılarını duymak ve Ege'nin dingin atmosferinde huzur bulmak isteyenlere unutulmaz anılar yaşatır.